Ofis GSM: +90 (541) 274 88 08 - Telefon: +90 (216) 573 00 88 (pbx)

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA

  

 

Makale İçeriği


1. Mirasçılıktan Çıkarma Hangi Hallerde Mümkündür?

2. Mirasçılıktan Çıkarma Nasıl Yapılır?

3. Mirasçılıktan Çıkarmaya İtiraz

4. Mirasçılıktan Çıkarmada İspat Yükü Kime Aittir?

5. Mirasçılıktan Çıkarma Davalarında Görevli ve Yetkili mahkeme hangisidir?

6. Yargıtay Kararları Işığında Mirasçılıktan Çıkarma Sebepleri

 

Mirasbırakanın tasarruf yetkisini kısıtlayan, mirasbırakanın tasarruflarına karşı belli oranda korunan mirasçılara saklı paylı mirasçılar denir. Türk Medeni Kanunu’nun 506. Maddesinde kimlerin saklı paylı mirasçı olabileceği düzenlenmiştir. Buna göre altsoy, anne/baba ve eş saklı paylı mirasçılardır. Mirasbırakan, kanunda belirtilen hallerin mevcudiyeti halinde saklı paylı mirasçısını mirasından uzaklaştırılabilir. Mirasbırakanın tek taraflı ölüme bağlı tasarrufla yapacağı bu işleme “mirasçılıktan çıkarma” denir.

1. Mirasçılıktan Çıkarma Hangi Hallerde Mümkündür?

Kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.

Madde 510-Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:

1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,

  • Maddede yer alan “ağır suç” hâkim tarafından takdir edilecektir. Burada kıstas Ceza Hukuku kuralları değil, Medeni Hukuk kapsamında aile bağlarını zedeleyecek olan her türlü davranışlardır. Yine maddede yer alan “yakınlar” deyimi kapsamına yalnızca akrabalar değil mirasbırakan ile manen bağı olan kimseler de girer; yakınlık, somut olayın özelliğine göre hâkim tarafından takdir edilecektir. Suç teşkil eden davranışın mirasbırakana ya da onun yakınlarına karşı yapılması arasında fark olmadığı gibi, yine söz konusu davranışın şahısvarlığına ya da malvarlığına yönelik olması arasında bir fark bulunmamaktadır. 

2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile  hukukundan doğan                                  yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.

  • Maddede aile hukukundan doğan yükümlülükler sınırlı olarak sayılmamıştır. Aile hukukundan doğan yükümlülüklerin önemli ölçüde yerine getirilip getirilmediği hususunda yine hâkime takdir yetkisi tanınmıştır. Aile hukukundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesine mirasçının ailesini arayıp sormaması, onlarla ilgilenmemesi gibi örnekler verilebilir. Burada önemli olan mirastan çıkarılan kişinin eylemlerinin aile birliğini ve bütünlüğünü bozacak nitelikte olmasıdır.

Yargıtay 2. HD. T. 06.07.2011, E. 11213, K. 11605 sayılı kararı;

‘’Davacının mirasbırakana karşı ilgisiz kaldığı, hastalığı ile ilgilenmediği dinlenen tanık beyanları ile sabit olmuştur. Mirasbırakanın vasiyetnamede gösterdiği mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebepleri ve Türk Medeni Kanunu’nun 511. maddesi koşulları gerçekleşmiştir.’’

Yargıtay 2. HD. T. 04.02.2002, E. 194, K. 1169 sayılı kararı;

‘’Davacının murisine karşı aşırı ilgisiz kaldığı, kapıyı ona açmadığı, telefonları yüzüne kapattığı dinlenen tanık beyanları ile sübuta ermiş, murisin vasiyette gösterdiği ıskat sebebi gerçekleşmiştir…’’

Madde 513-Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aşmıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur.

  • Saklı paylı mirasçıların tümü için değil, sadece altsoy için uygulanabilir. Altsoyun aciz halinde bulunduğu “aciz belgesi” ile sabit olmalıdır. Bu belgenin bulunması halinde mirasbırakan, altsoyunu mirastan ıskat edebilir. Bu ıskat türü kısmi olarak öngörülmüş olup saklı payın yarısı mirasçıya kalacak, diğer yarısı da altsoyuna kalacaktır.

2. Mirasçılıktan Çıkarma Nasıl Yapılır?

Kural olarak vasiyetname ile yapılır ancak miras sözleşmesi yoluyla yapılmasında da bir engel yoktur. Miras sözleşmesi şeklinde yapılsa dahi her zaman tek taraflı olarak geri alınabilir. Mirasbırakan, mirasçısını neden ıskat ettiğini açıkça belirtmelidir. Mirasçıyı ıskat yetkisi yalnızca mirasbırakana aittir.

3. Mirasçılıktan Çıkarmaya İtiraz

Mirastan çıkarılan kişi buna itiraz edebilir. Bu itiraz da iptal davası ya da tenkis davası yoluyla olur. Mirasbırakanın ıskat sebeplerinde yanılgıya düşmesi, ölüme bağlı tasarrufta bulunurken ehliyetsizliği vb. sebepler iptal sebepleridir. İptal davası ile mirasçı, tüm payını alabilir. Tenkis davası ise ıskat sebebinin açıkça gösterilmediği ya da gösterilen sebeplerin ıskat için yeterli olmadığı hallerde açılabilir. Bu dava ile mirasçı sadece saklı payına kavuşabilir. Burada şunu da belirtmek gerekir ki; tenkis davasının sonucundan sadece dava açan mirasçılar faydalanır, yani mahkemenin kararı dava açmayan saklı paylı mirasçılara sirayet etmez.

4. Mirasçılıktan Çıkarmada İspat Yükü Kime Aittir?

Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarma sebebini açıkça belirtmemiş ise mirasçılıktan çıkarılan kişi buna itiraz edebilir. İtiraz halinde belirtilen sebeplerin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçılara düşer. Sebebin varlığının ispat edilememesi halinde, ıskat edilen mirasçı saklı payına kavuşur.

5. Mirasçılıktan Çıkarma Davalarında Görevli ve Yetkili mahkeme hangisidir?

İptal ve tenkis davaları mirasbırakanın son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılır.

6. Yargıtay Kararları Işığında Mirasçılıktan Çıkarma Sebepleri

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/5571 E., 2021/471 K. sayılı 26.01.2021 tarihli kararı

“Mirasçının; miras bırakanın ve öz annesinin rızaları dışında evi terk ettiği, dönmesi için haber gönderilmesine rağmen gelmediği, tanımadıkları birisi ile miras bırakana ve annesine haber vermeden evlendiği, miras bırakanın ağır hastalığa yakalanmasına ve haber gönderilmesine rağmen bakmayacağını, ilgilenmeyeceğini, eve gelmeyeceğini bildirdiği; bayramlarda ve diğer önemli günlerde yıllar boyu eve uğramadığı, telefonla aramadığı; boşandığı eşi ile birlikte nikahsız olarak yaşadığı, son dönemde yapılan rica ve minnetler ile zoraki eve geldiği ancak yabancı biri gibi davrandığı; miras bırakan hakkında “yatacak mezar yeri var mı bu adamın” dediği; kiracılara özel hayatları ve geçmiş ile ilgili birtakım şeyler anlattığı, anne babasının kötü insanlar olduğunu söylediği, bu sebeple davacının ailevi görevlerini ağır bir şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle, mirasçılıktan çıkarıldığı görülmektedir… Bu durumda bölge adliye mahkemesince, dinlenen tanık beyanlarına göre, dava konusu vasiyetnameler ile mirasbırakanın davacı kızını mirastan çıkarma sebebi olarak ileri sürdüğü vakaların mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunduğu, kısaca davacının anne ve babası olan mirasbırakana karşı mükellef olduğu aile hukukundan doğan yükümlülüklerini büyük ve kusurlu davranışlarla yerine getirmediği gözetilerek karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin. T. 10.05.2004, E. 5159, K. 6038 sayılı kararı

‘’Toplanan delillerden; miras bırakanın çocuklarından Halil’in aşırı şekilde borçlandığı, bu borç sebebiyle de alacaklıların murisi ölümle tehdit ettikleri, evini kurşunladıkları davacının (Halil’in) kusurlu davranışı sonucu bu durumun doğduğu anlaşılmaktadır. Çocuklarda ailenin huzur ve bütünlüğünü korumak birbirlerine karşı yardım ve saygı göstermek zorundadırlar. Miras bırakan ıskatın sebebinde yanılmamıştır. Iskat yerindedir.’’

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin. T. 14.03.2019, E. 7003, K. 2130 sayılı kararı

“Davalılar, iddialarını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davalılar tanığı …;Ben davalı ...’nin imam nikahlı eşi olurum. Muris ... ile davacı ... Bey arasında kayınpederimizin cenazesinde yaşamış olduğumuz bir olay vardı. Cenazede normalde yıkandıktan sonra cenaze son kez evini ziyaret eder, adetleri böyledir. Ancak 02/10/2009 günü ... kayınpederimizin cenazesinin evine gitmesine izin vermiyordu. Bunun için herhangi bir sebep de göstermedi. Bu nedenle muris ... ile tartıştılar. Yemek esnasında kızgınlıkla ‘sana yedirtmem’ diye ... Bey bağırdı. Buradaki kastın ... Hanımın paraları olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ona ‘Çok şerefsizsin, Allah belanı versin’ gibi söylemlerde bulundu, sonra da kendisini sarsmaya başladı, hatta tokatlamaya çalıştı. Ancak muris ... kendisini koruduğu için tokadı atamadı. Bu esnada ... oğluna seslenerek “Alın şu kadını” dedi. Hatta bu olay yaşanırken bacağınım ... de olaya müdahale etmeye çalıştı. Bu nedenle kendisi de sanırım birkaç yumruk yedi. Bunun üzerine bayıldı ve hastaneye kaldırıldı. Kayınvalidem muris ...’nin bu olay neticesinde kolu şişti. Davacı ..., annesi muris ...’yi hiç ziyaret etmezdi, bayramlarda dahi hiç ziyaret ettiğini görmedim.” Şeklinde beyanda bulunmuştur.

Bu durum karşısında Mahkemece, dinlenen tanık beyanı ile davalıların; davacının, murisin eşinin cenaze töreninden sonra murisi birçok kişinin önünde sarsıp, hakaret ettiği gibi, murise karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmediği ve böylece mirastan ıskat sebebini ispat ettiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”