Ofis GSM: +90 (541) 274 88 08 - Telefon: +90 (216) 573 00 88 (pbx)

TAM YARGI DAVASI


Makale İçeriği


1. Tam Yargı Davası Nedir?

2. Tam Yargı Davalarında Dava Açma Süresi

3. İdareye Başvurma Zorunluluğu

4. Tam Yargı Davalarında Görevli Mahkeme

5. Tam Yargı Davalarında Yetkili Mahkeme

6. Yargıtay Kararları Işığında Tam Yargı Davası

 

1. Tam Yargı Davası Nedir?

Tam yargı davası; idari işlemlerden, eylemlerden veya sözleşmelerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından idareye karşı, maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla açılan bir idari dava türüdür. Bu dava türü ile idarenin bir eylemi veya işlemi sebebiyle ihlal edilmiş olan bir hakkın yerine getirilmesi veya uğranılan zararın giderilmesi istenir. Tam yargı davalarının esasını oluşturan “menfaat” ihlali değil, “hak” ihlalidir.

  • İYUK madde 2/b/1-İdari dava türleri şunlardır:

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları.

İdari işlemlerden dolayı hakkı tecavüze uğrayanlar tarafından tam yargı davası açılabilmesi için idari işlemin kesin, yürütülebilir bir işlem olması gerekmektedir. İdari işlemden kaynaklanan tam yargı davası 3 şekilde açılabilir;

  • İptal davası ile birlikte
  • İptal davası kesinleştikten sonra
  • İptal davası hakkında yerel mahkeme karar verdikten sonra

Tam yargı davası, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan” dava olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla bu dava türünde idarenin bir işlemi veya eylemi dolayısıyla ihlal edilen sübjektif bir hakkın yerine getirilmesi, bir zararın veya haksız iktisabın tazmini söz konusu olur. Tam yargı davasının konusu, belli bir miktar para alacağını içerir. Bu dava ile söz konusu alacağın idare tarafından ödenmesi istenir.

2. Tam Yargı Davalarında Dava Açma Süresi

İdari eylemlerde süre; Zarara yol açan eylemin, işlemin öğrenilmesinden itibaren başlar. İdari eylemin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden 5 yıl içinde ilgili idareye başvurulması gerekmektedir. İdarenin 30 gün içinde başvuruya cevap vermemesi ya da başvurunun kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde 60 günlük süre içinde tam yargı davası açılabilir.

  • ­İYUK madde 11-(1) İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.

(2) Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

(3) İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

İdari işlemlerde süre; idari işlemin öğrenilmesinden itibaren İdare Mahkemesinde 60 gün, Vergi Mahkemesinde 30 gün içinde tam yargı davası açılabilir.

  • İYUK madde 7-Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

İptal davası sonrası tam yargı davasında süre; iptal davası açılmış ve bunun ardından tam yargı davası açılmak isteniyor ise bu hususta süre hakkında İYUK madde 12 ile özel düzenleme yapılmıştır.

  • İYUK madde 12–İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.

Bu madde kapsamında tam yargı davası açılabilmesi için süre iptal davasının karara bağlanmasından itibaren 60 gündür.

3. İdareye Başvurma Zorunluluğu

İdarenin eylemlerinden kaynaklı tam yargı davası açılabilmesi için öncelikle dava açılacak idareye başvuru yapma zorunluluğu vardır. Başvuru yapılmadan dava açılması halinde idari merci tecavüzü söz konusu olur. Öncelikle idareye başvurup zararın giderilmesi istenmelidir.

İdareye başvuru süresi yazılı bildirimden veya öğrenilmesinden itibaren 1 yıl olup her halde 5 yıldır. İdarenin başvuruyu reddetmesi veya cevapsız bırakması üzerine 60 gün içinde dava açılmalıdır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası “Görevli olmayan adli (…) yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Yanlışlıkla idari yargı yerine adli yargıda dava açılıp adli yargı yerince görevsizlik kararı verilmesi halinde idareye başvurulmadan İdare Mahkemesinde tam yargı davası açılabilecektir.

4. Tam Yargı Davalarında Görevli Mahkeme

Tam yargı davalarında görevli mahkeme; İdare Mahkemeleri’dir.

5. Tam Yargı Davalarında Yetkili Mahkeme

Tam yargı davalarında yetki hususu İdari Yargılama Usulü Kanunu’ nun 36. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla:

a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,

b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,

c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer İdari Mahkemesidir.

6. Danıştay Kararları Işığında Tam Yargı Davası

Danıştay İDDGK 2012/1657 Esas, 2014/3421 Karar sayılı, 03.11.2014 tarihli kararında;

“…İdare, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini yerine getirirken, gerekli teşkilatı kurmak, bu teşkilatın ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarını hizmete hazır tutmak, hizmetin ifası sırasında hizmetin zamanında ve gereği gibi işlemesine devamlı olarak nezaret etmek ve hizmetin işleyişini kontrol etmekle sorumludur. Gerek hizmetin ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarının temin ve ifasındaki kusur, gerekse temin edilen bu araçlarla ifa olunan hizmetin geç işlemesi, gereği gibi veya hiç işlememesi; idareye, zarar gören kimselerin bu sebeplerle doğan zararlarını tazmin sorumluluğunu yükler…”

Danıştay 15. Dairesi 2013/4226 Esas, 2016/2798 Karar sayılı, 22.04.2016 tarihli kararında;

“…Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas olduğundan, olayın oluşumu ve zararın niteliğinin irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin ya da daha ayrı bir anlayış ve amaçtan kaynaklanan sosyal risk ilkesinin uygulanıp,uygulanmayacağının belirlenmesi, tazminata hükmedilirken de herhalde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir…”